Tüp mide ameliyatı, midenin orijinal boyutunun yaklaşık dörtte biri büyüklüğünde uzun bir tüp halini alacak şekilde yeniden şekillendirildiği cerrahi bir kilo verme işlemidir. Bu işlem genellikle üst karın bölgesindeki birkaç küçük kesi içerisinden sokulan küçük aletler yardımıyla yani, laparoskopik yöntemle gerçekleştirilir. Tüp mide ameliyatı sırasında midenin yaklaşık %80’lik bölümü çıkarılır ve geriye büyüklük ve şekil olarak muza benzeyen, tüp şeklinde bir mide kalır. Boyutu küçülen mideden daha az kalori emilimi olur. İşlemde, midenin boyutu tersine çevrilemez bir şekilde küçültür.
Mide boyutunun küçültülmesi kişinin tüketebileceği yiyecek miktarını da kısıtlar. Dahası, tüp mide ameliyatı kilo vermeye yardımcı olan hormonal değişiklikleri tetikler. Bu hormonal değişiklikler, kalp hastalığı veya yüksek tansiyon gibi aşırı kilo ile ilişkili rahatsızlıkların hafifletilmesine de yardımcı olur.
Tüp mide ameliyatı için ideal adayların vücut kitle indeksi (VKİ) 40’ın üzerinde veya obezite ile ilişkili bir veya birden fazla eşlik eden sağlık sorunu varsa en az 30-35 olmalıdır. İşlem, VKİ’si diğer bariatrik işlemler için çok yüksek olan hastalar için de uygun olabilir.
Tüp mide ameliyatı genellikle yaklaşık bir saat sürer ve işlem, genel anestezi altında gerçekleştirilir. İşlemin ardından iki ila üç gün hastanede kalmanız gerekebilir.
Tüp mide ameliyatının sonuçları hastadan hastaya değişmekle birlikte çoğu hasta, normal kilo aralığına ulaşana kadar haftada 1 ila 1,5 kilo vermeyi bekleyebilir. Tüp mide ameliyatınızın başarısı, cerrahınızın beslenme ve yaşam tarzıyla ilgili tavsiyelerine uyup uymamanıza bağlıdır. Cerrahınız, olası sonuçları size yüz yüze görüşme sırasında anlatabilir.
Pek sayılmaz. Bazı hastalar, birkaç gün boyunca anahtar deliği boyutundaki kesilerin çevresinde rahatsızlık hisseder. Zaman zaman diyafram tahrişi nedeniyle omuz uçlarında da rahatsızlık duyulabilir. Hastaların yaklaşık %5’inde genel anesteziden sonra mide bulantısı olur.
Tüp mide ameliyatı nispeten yeni bir işlemdir ve dünya genelinde hızla popüler hale gelmektedir. 1980’lerin sonlarında ve 1990’larda cerrahlar, tüp mide ameliyatını duodenal switch ameliyatının bir parçası olarak yapmaya başlamıştır. Yıllar içinde cerrahlar, tüp midenin önemli ölçüde kilo kaybına neden olduğunu fark etmiştir. 2000’lerin sonlarında ve 2010’ların başlarında bu işlem giderek daha popüler hale gelmiştir. Ameliyattan sonra beş yıldan uzun süreyle gerçekleştirilen takip muayenelerinden elde edilen büyük veri kümeleri kilo kaybının korunduğunu göstermiştir.
Aşırı kilo kaybı ile birlikte, genellikle deride aşırı sarkma gibi istenmeyen bir sonuç ortaya çıkar. Postbariatrik cerrahi, deri fazlası sorununu çözmeyi ve vücut konturlarına daha doğal ve genç bir şekil vermeyi amaçlayan bir işlemdir.
Postbariatrik cerrahi ile kollar, boyun, karın ve uyluk çevresindeki gevşek deri alınabilir veya sıkılaştırılabilir. Bu işlem, tümü deri fazlasının alınmasına yönelik olan, uyluk germe, boyun germe, kol germe ve karın germe gibi işlemlerin bir kombinasyonudur. Çoğu durumda, alınacak deri fazlası miktarına bağlı olarak birden fazla operasyon gerekebilir. Postbariatrik Cerrahi sayfamızda daha fazla bilgi bulabilirsiniz.
